Ayurfest 2024, Hindistan Başkonsolosluğu’nun desteği ve sürdürülebilirlik teması ile Bodrium Otel ev sahipliğinde 16 KASIM 2024, CUMARTESİ BAŞLIYOR.
2 gün sürecek festivalde, Hint ve Türk uzmanlarla, dengeli ve sağlıklı yaşamın bilinen sırlarını, doğunun bilgeliği ile batının bilimi arasındaki köprüyü kuran anlayışı, paneller, derinlemesine tartışmalar, sunumlar ve etkileşimli atölye çalışmaları ile katılımcılara zengin bir program sunuyor.
Hindistan İstanbul Başkonsolosluğu desteği ile düzenlenen festivale, Hindistan Ayurveda Sağlık Bakanlığı Ayush ile NITI Aayog destekleriyle Dr. Shobhit Kumar, Dr. Abhijit Dutta, Dr. Rakesh Bishnoi ve Türkiye’nin önde gelen Ayurveda doktor ve profesyonelleri, Dr. Ender Saraç, Dr. Koshlendra Pratap, Dr. Buğra Öktem, Ebru Şinik, Nazım Tanrıkulu, Şaduman Karaca, Ezgi Erkan, İpek Yılmaz ve Ekin İlyasoğlu paneller ve söyleşilerle 5000 yıldır bilinen sağlıklı ve dengede yaşamın sırrını paylaşacaklar.
Hindistan Başkonsolosluğu desteği ile Baidyanath, Dabur, Maharishi Ayurveda ve Jiva başta olmak üzere Hindistan’ın en önemli Ayurvedik ürün üreticileri de festivalde hem konuşmacı olacak, hem de ürün sergileyecekler. Ticari açıdan da olanaklar yaratmak ve söz konusu markalarla işbirlikleri geliştirmek için görüşmelere de her markaya özel bir zaman ayrılacağı belirtildi.
Ayurveda, binlerce yıllık köklü bir yaşam (sağlık) sistemi olarak insan bedenini, zihnini ve ruhunu dengede tutmayı hedeflerken, aynı zamanda doğayla uyumu esas alır. Bu kadim bilgelik, modern dünyanın karşı karşıya kaldığı çevresel felaketler ve iklim krizi gibi sorunlara da güçlü bir cevap sunar. Ayurveda, doğal kaynakların bilinçli kullanımını, çevreye zarar vermeyen tarım ve üretim süreçlerini teşvik ederek sağlıklı bir yaşamın yalnızca bireysel değil, ekolojik dengeyle mümkün olduğunu vurgular. Mevcut yaşam tarzımızın doğal kaynak ihtiyacı bugün 1.75 gezegen seviyesine ulaşmış durumda. Dünya’nın ortalama sıcaklığı doğal olarak yukarı ve aşağı doğru harekettedir, ancak sanayi devriminden bu yana, insan faaliyetlerinin ana itici güç olduğu gerçeği ile, çok daha hızlı şekilde yukarı yönlü seyrediyor. Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak, ekolojik sistemler ve yaşam alanları üzerindeki birçok kalıcı etkinin önlenmesi anlamına geliyor. Bu sınırı geçmemek için küresel emisyonları 2030 yılında 2010 yılına göre %45 azaltmak ve 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşmak gerekiyor. Günümüzde iklim krizi, sadece çevreyi değil, aynı zamanda insan sağlığını uzun vadede güvence altına almayı da zorunlu kılmaktadır.
İklim krizi ile mücadelede Ayurveda’nın özünde bulunan ‘doğa ile uyum’ ilkesinin modern dünyada önem kazanan bir yansımasını görüyoruz. Ayurveda’nın sunduğu bitkisel ilaçlar, baharatlar, esansiyel yağlar ve doğal ürünler, doğal kaynakları tüketmeden kullanmanın yollarını gösterirken, bireylerin sağlığını korumasına ve iyileştirmesine de katkı sağlar.
Ayurvedik yaklaşımlar, yalnızca geçici çözümler sunmakla kalmaz, aynı zamanda doğayı koruyan ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefleyen bütünsel bir sağlık modeli önerir.
Bu bağlamda, Ayurveda, sağlıklı bireyler ve iklim krizine karşı dirençli bir dünya için en güçlü kaynaklardan biridir.
Ayurfest, tam da bu nedenle ikinci kez düzenleniyor: İklim krizinin her birey üzerindeki etkilerinin giderek daha belirgin hale geldiği bu dönemde, Ayurveda’nın sağladığı denge ve doğa ile uyum, her zamankinden daha önemli. Festivale katılan konuşmacılar, panel uzmanları ve doktorlar, Ayurvedik yaklaşımların insan sağlığı ve çevre üzerindeki dönüştürücü etkilerini tartışacak. Ayrıca, Hindistan’dan gelen Ayurveda’nın kaynağındaki doktorlar ve üreticiler de bilgi ve deneyimlerini paylaşarak katılımcılara hem bireysel sağlık hem de ekolojik sürdürülebilirlik konularında derinlemesine bir bakış sunacaklar.
Ayurveda ve İklim Krizi ile mücadele, modern dünyanın yüzleştiği en büyük sorunlardan biri olan iklim değişikliğine karşı bütünsel ve doğaya saygılı bir yaşam modeli sunuyor.